Yükselen faizler sonrası reel sektörün döviz açığı 185,8 milyar dolarla 7 yılın zirvesine çıktı
Yükselen kredi faizleri ve makroihtiyati önlemler TL kredilere erişimi zorlaştırınca 2024 yılından bu yana tüm kısıtlamalara rağmen yabancı para kredilerde yaşanan artış şirketlerin net döviz pozisyon açığında bozulmayı hızlandırdı. Haziran itibariyle 185.8 milyar dolara yükselen açık 7 yılın zirvesine çıktı.

Sıkı para politikası ile yükselen faizlerle artan maliyetler şirketlerin yabancı para borçlanmalarını daha cazip hale getirdi. Yabancı para kredilerin yanı sıra yurtdışı tahvil ihraçları da hızlandı. Merkez Bankası verileri 2024 yılından bu yana reel sektörün net döviz pozisyon açığının arttığını ortaya koyarken bu yıl haziran sonu itibariyle şirketlerin net döviz pozisyon açığı 185.8 milyar dolar ile 2018 Eylül’ünden bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Şirketlerin kısa vadeli net döviz pozisyon fazlası da 4.5 milyar dolara gerileyerek Nisan 2015’ten bu yana en düşük seviyesine indi.
Pandemi ve sonrasında yüksek enflasyon döneminde uygulanan düşük faiz politikası reel sektörü TL borçlanmaya sevk ederken döviz borçlarının da hızla kapanmasına yol açtı. Merkez Bankası verilerine göre Ekim 2023’e gelindiğinde bu uygulamaların sonuçları olarak reel sektörün net döviz pozisyon açığı 62.6 milyar dolara kadar geriledi. Haziran 2023’te değişen ekonomi ve Merkez Bankası yönetiminin yüksek enflasyonla mücadele için devreye aldığı sıkı para politikası TL kredi faizlerinin de yükselmesine neden oldu. Bu durum finansman maliyetlerini artırdığı gibi sıkı para politikasına eşlik eden makroihtiyati önlemler de TL’ye erişimi güçleştirdi. Dezenflasyon politikasına eşlik eden reel değerli TL ile de döviz kurları Haziran 2023’ten önceki gibi sert hareketler göstermediği için şirketler 2024 yılı ile birlikte ise yabancı para borçlanmayı hızlandırdı.
2 YILDA ARTIŞ 112.3 MİLYAR DOLAR OLDU
Merkez Bankası yurtiçinden alınan döviz kredilerine de aylık büyüme sınırı ile makroihtiyati önlemlerini artırsa da yabancı para yükümlülüklerini artıran reel sektörün net döviz pozisyon açığı da artış eğilimini devam ettirdi. Merkez Bankası verilerine göre bu yıl haziran sonu itibariyle net döviz pozisyon açığı 185.8 milyar dolara yükseldi. Haziran 2023’te sıkı para politikası devreye yeni alındığında net döviz pozisyon açığı 73.5 milyar dolar seviyesindeydi. Böylece 2 yılda şirketlerin net döviz pozisyon açığındaki büyüme 112.3 milyar dolara ulaştı. Bu yılbaşından bu yana da yılın ilk yarısında 38 milyar dolar oldu. Merkez Bankası verilerine göre bu yılın ilk yarısında reel sektörün yükümlülüklerinde en hızlı yükseliş türev yükümlülüklerinde yaşandı. Yüzde 72,45 artan türev yükümlülüklerinin yüzde 95’i kısa vadeli oluştu. Haziran 2025’te türev yükümlülükleri 12.6 milyar dolara yükseldi. Yurtiçi döviz kredilerinde büyüme sınırı olsa da geçen yıl sonuna göre yüzde 15’e varan yükseliş oldu ve 144.6 milyar dolardan 166.2 milyar dolara çıktı. Bu kredilerin yüzde 67,5’i ise uzun vadeli kredi borçlarından oluştu. Yurtdışı döviz kredilerinde ise yüzde 16,05 artışla 98.6 milyar dolardan 114.4 milyar dolara yükseliş yaşandı. Yine reel sektörün yurtdışı kredi borcunda da vade uzun yönünde yoğunlaşıyor. Yurtdışı döviz kredilerinin yüzde 99,11’i uzun vadeli. İthalat borçları ise yüzde 3,66 arttı 50 milyar doları aştı. İthalat borçlarının da yüzde 98,4’ü uzun vadeli.
Ekonomim'den Şebenm Turhan'ın haberine göre, reel sektörün net döviz pozisyon açığı artarken bir yandan da kısa vadeli net döviz pozisyonu fazlası da azalma eğiliminde. Merkez Bankası verilerine göre bu yıl haziran sonu itibariyle şirketlerin kısa vadeli döviz pozisyon fazlası 4.5 milyar dolar seviyesine geriledi. 2024 Mart ayından bu yana gerileme eğilimini sürdüren bu yıla ise sert düşüşle başlayan kısa vadeli net döviz pozisyonu fazlası geçen yılsonunda 13.6 milyar dolar seviyesinde bulunuyordu. İlk yarıda reel sektörün kısa vadeli net döviz pozisyonu fazlasında 9 milyar doları aşkın bozulma yaşandı.
KISA VADELİDE DÜŞÜŞTE EN ÖNEMLİ NEDEN MEVDUAT
Besfin Finansal Danışmanlık CEO’su Ferda Besli şirketlerin net döviz pozisyon açığının 2024 yılından bu yana artış eğiliminde olduğunu vurgulayarak kısa vadeli varlıklarda düşüşün en önemli nedeninin ise tüzellerin döviz mevduatlarındaki azalma olduğunu vurguladı.
Besli, tüzel şirketlerin döviz mevduat hesaplarında aynı dönemde 28 milyar dolarlık azalma yaşandığına işaret ederek değerlenen TL ve yüksek kredi faizlerinin reel sektörü döviz mevduatından uzaklaştırdığına dikkat çekti. Besli, piyasada TL kredi efektif faizinin yüzde 60’a yakın oluşmasının ve TL’nin değerlenmesinin yabancı para kredi kullanımını teşvik ettiğini dile getirerek şunları söyledi: “Bu rasyonel bir gelişmedir ancak riskler artmaktadır. 2018-2023 yılları arasında TL’nin değer kaybının getirdiği kur farkı zararlarının bilanço ve nakit akışına olumsuz etkisi unutulmamalıdır. 188 milyar dolardan 82.5 milyar dolara kadar inen açık pozisyon hızlıca yükselmektedir.
Reel sektöre önerimiz, ihracat ve döviz kazandırıcı faaliyetleri arttırarak doğal hedge sağlamak, TCMB kaynaklı TL reeskont kredilerini maksimum seviyede kullanmak, ileri vadeli döviz satın alma anlaşmaları yapmak, ihracatçı ve döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunan firmalar için opsiyon satarak yabancı para kredi maliyetlerini azaltmak, yabancı para krediler için faiz düşüşünden yararlanmak için fixed yerine değişken faizli kredi kullanmak.”
patronlardunyasi.com