Dolar
41,2527
0,02%
Euro
48,4518
0,84%
Sterlin
55,8253
0,66%
Bitcoin
4.556.983
0,16%
BİST-100
10.828,26
-0,01%
Gram Altın
4.756,004
1,15%
Gümüş
41
0,80%
Faiz
44,26
-6,70%

Bakan Tekin: Biz bu yılı 'Her çocuğumuz bir fidan ilk dersimiz Yeşil Vatan' mottosuyla başlatmak istedik

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, "Biz bu yılı 'Her çocuğumuz bir fidan ilk dersimiz Yeşil Vatan' mottosuyla başlatmak istedik. Pazartesi günü itibarıyla Sayın Cumhurbaşkanımız eğitim öğretim yılımızın açılışını yapacak ve biz de bu yıl içerisinde bu iki ana temayı yani aile ve Yeşil Vatan temasını gündeme almalarını arkadaşlarımızdan istemiştik." dedi.

05.09.2025 10:56Güncelleme: 05.09.2025 11:00
Bakan Tekin: Biz bu yılı 'Her çocuğumuz bir fidan ilk dersimiz Yeşil Vatan' mottosuyla başlatmak istedik
16px
32px

Bakan Tekin, Adile Sultan Kasrı'nda, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Tekin, Türkiye'nin eğitim ve sanat tarihinde önemli yeri olan bir binada AA ekibini ağırlamaktan mutlu olduklarını söyledi.

Tekin, 2025-2026 eğitim öğretim yılının 1 Eylül itibarıyla başladığını kaydederek, "Bu eğitim öğretim yılında yani bu hafta içerisinde, temel eğitim kurumlarına ilk defa başlayacak çocuklarımız, yani okul öncesine ve birinci sınıflara ilk defa başlayacak çocuklarımız ile bütün öğretmen arkadaşlarımız 1 Eylül tarihi itibarıyla okullarında. Çocuklarımız uyum haftası etkinliği yapıyorlar, Öğretmen arkadaşlarımız bütün bir dönemin hazırlıklarını yapacakları mesleki gelişim diye tanımladığımız seminer haftasındalar." diye konuştu.

"ÇOCUKLARA BİR ANNE BİR BABA ŞEFKATİYLE YAKLAŞAN 1 MİLYON 250 BİN KİŞİLİK AİLEYİZ"

Yusuf Tekin, çocukları bu yıl okula başlayacak velilere hayırlı olsun dileklerini ileterek, "Şunu gönül rahatlığıyla söylemek istiyorum. Biz, bize emanet ettiğiniz çocuklara bir anne, bir baba şefkatiyle yaklaşan 1 milyon 250 bin kişilik bir orduyuz. Şuna emin olun bütün öğretmenlerimiz, kendilerine emanet ettiğiniz çocuklarınıza kendi çocukları gibi bakan, onların kendi çocukları gibi yetişmesi için fedakarca çalışan bir kitleyiz. Bu vesileyle öğretmen arkadaşlarımıza da teşekkür etmek istiyorum." sözlerini sarf etti.

Yeni eğitim öğretim yılında ne gibi yeniliklerin olacağına ilişkin soruya ise Tekin, "Biz 2023 yılında başladık. Başladığımız yıldan itibaren yaz aylarını, izleyen eğitim öğretim yılında hayata geçirilmek üzere bir dizi yenilik ile başlatıyoruz. Şimdi bununla ilgili bir şey söyleyeyim. Bu yılki genelgemizde 55-56 tane husus var. Öğretmen arkadaşlarımızla, idarecilerimizle ve kamuoyuyla paylaştık. Şimdi sık sık şu soruyu soruyorlar bize. Nereden buluyorsunuz 56 tane şeyi nasıl çıkardınız?" yanıtını verdi.

Tekin, pazartesi günü itibarıyla bakan yardımcıları ve genel müdürlerle birlikte Anadolu'yu öğretmenlerle sohbet etmek üzere dolaşmaya başlayacaklarını kaydederek, şöyle devam etti:

"Her hafta ben en az birkaç tane öğretmenler odasında, öğretmen arkadaşlarımızla sohbet ediyorum. Velilerle sohbet ediyoruz. Aynı şekilde genel müdür arkadaşlarımız ve bakan yardımcısı arkadaşlarımız. Yıl içerisinde hem şu bahsettiğimiz bu yılki genelgemizde neyi murat ediyoruz, neleri yaptık ve niçin yapıyoruz sorularının cevaplarını alıyoruz, anlatıyoruz hem de öğretmen arkadaşlarımız bize 'Hocam şurada böyle bir sorun da var. Bunun da düzelmesi lazım.' Veyahut da 'Şuraya şöyle bir tedbir alınsa iyi olur' denilen şeyleri de yıl içerisinde biriktiriyoruz ve eğitim öğretim yılı bittiğinde yeni eğitim öğretim yılına hazırlık babında bunları paylaşıyoruz. Şimdi de bu yıl 55-56 tane maddesi olan bir genelgeyle eğitim öğretim yılına başladık."

Genelgeyi yayımlamadan önce İl Milli Eğitim Müdürlerini topladıklarını ve bunu kendileriyle paylaştıklarını belirten Tekin, geçen pazartesi günü de öğretmenlerle elektronik ortamda, EBA üzerinden yaptıkları canlı yayında bu yenilikleri paylaştıklarını dile getirdi.

Milli Eğitim Bakanı Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu yıl biliyorsunuz eğitim öğretim yılımızın ana temalarından bir tanesi Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yılı 'Aile Yılı' ilan etmesi sebebiyle biz öğretmen arkadaşlarımızdan, idareci arkadaşlarımızdan 'Aile' temalı etkinliklerin yoğunlaşmasını istiyoruz, bu birincisi. İkincisi, yaz aylarında içimiz yandı. Ülkemizde orman yangınları, sadece ülkemizde değil, ben sık sık takip ettim. Bizimle aynı coğrafya yani Akdeniz coğrafyasındaki ülkelerde İspanya'da, İtalya'da, Yunanistan'da her birisinde geçtiğimiz yıllara oranla daha yüksek sayıda orman yangını oldu. Daha yüksek hasar oranı olan orman yangınları oldu. Bizde benzeri bir süreç yaşandı. Biz bu anlamda bir farkındalık oluşturmak açısından, Tarım ve Orman Bakanımızla birlikte iki bakanlık ortak, bu yıl çocuklarımızın hem ağaç dikme anlamında hem ormanların ve ağaçların bakımı anlamında bir dizi etkinliği birlikte yapmak üzere bir karar aldık."

Geçen yıl yürürlüğe koydukları Türk Yüzyılı Maarif Modelinin ana unsurlarından bir tanesinin çocukların, gençlerin içinde yaşadıkları çevreye, topluma ve birlikte yaşadıkları canlılara karşı sorumluluklarını öğretmek olduğunu vurgulayan Tekin, "Zaten Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinin ana iskelet noktalarından bir tanesi burasıydı. Bu minvalde biz bu yılı 'Her çocuğumuz bir fidan, ilk dersimiz Yeşil Vatan' mottosuyla başlatmak istedik. Pazartesi günü itibarıyla Sayın Cumhurbaşkanımız eğitim öğretim yılımızın açılışını yapacak ve biz de bu yıl içerisinde bu iki ana temayı yani aile ve Yeşil Vatan temasını gündeme almalarını arkadaşlarımızdan istemiştik." ifadesini kullandı.

Tekin, "Kimse Yeşil Vatan temasıyla alakalı eleştirel bir yaklaşım içerisinde bulunmaz diye tahmin ediyorum" değerlendirmesi üzerine, "Belli olmaz, Türkiye'de muhalefetin ne yapacağını bilmiyoruz. Mavi Vatan geçen yıl eleştirildi biliyorsunuz Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında. İşin tuhafı Yunanistan televizyonları da eleştirdi. Türkiye'deki muhalefet de eleştirdi. Mavi Vatan'ı müfredata koyduğumuz için." diye konuştu.

“O DÖNEMİN TÜRKİYE'SİNDE BIRAKIN ÖĞRENCİLERİ ÖĞRETMENLERİMİZİN BİLE KIYAFET SERBESTİSİ YOKTU"

Yusuf Tekin, okullarda serbest kıyafet uygulamasının kaldırılmasına yönelik soruyu, şöyle yanıtladı:

"Bu serbest kıyafet uygulamasının başlatıldığı dönemin Türkiye'siyle ilgili bazı şeylerin altını çizmemiz lazım. Çabuk unutuyoruz. Bunu hatırlatmakta fayda var. Bu konunun tartışıldığı ve bu düzenlemelerin yapıldığı dönemin Türkiye'sinde bırakınız öğrencileri, kamu görevlisi öğretmenlerimizin kılık kıyafet serbestisi yoktu. Yani bir öğretmenimiz derse girerken inancının gereği olan başörtüsünü takmak istediğinde devlet memurluğu ilkesiyle, öğretmenlikle bağdaşmadığı için yasaklanmış bir Türkiye'ydi. Aynı şey öğrencilerimizin kılık kıyafetleri için de geçerliydi ve o dönemin koşullarında bu düzenleme yapıldı ve serbest kıyafeti hem öğretmen arkadaşlarımız için hem öğrenci arkadaşlarımız için böyle bir uygulama başlatıldı."

Tekin, serbest kıyafet uygulaması başlatılırken velilerle, okul yönetimiyle birlikte yürütecekleri bir karar mekanizmasıyla, serbest kıyafet ya da okul üniformasını seçme hakkı verildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Büyük oranda çocuklarımızın serbest kıyafetle okula gittikleri bir dönem başladı. Bu, o dönemin koşullarında gerekliydi. O yasakçı zihniyeti ortadan kaldıracak, özgürlükçü bir bakış açısı gerekliydi ve onu hayata geçirdik. Şimdi gelinen noktada serbest kıyafet uygulamasından kaynaklanan sorunlar ortaya çıktı. Bu sorunları 2 kategoriye ayırabiliriz. Bir tanesi pedagojik problemler. Okulda okul kimliğinin oluşmamasından tutun, okuldaki kıyafetlerden kaynaklanan öğrenciler arasındaki ayrımcılık mantığına kadar. İşte 'Sen şu marka giydin, ben bu marka giydim' üzerinden yürüyen ve akademik eğitimi negatif etkileyen, zarar veren bir duruma el vermişti, bu pedagojik boyutu."

İkinci boyutun, veliler üzerinde oluşturduğu yük olduğuna dikkati çeken Tekin, veliler üzerindeki yükün de beraberinde başka sorunları getirdiğini aktardı.

"HER YIL OKULDA ÖĞRETMENLERİMİZ, İDARECİLERİMİZ OTURACAKLAR VE OKULUN KIYAFETİNİN TANIMLAMASINI YAPACAKLAR"

Bakan Tekin, velilerin, çocuklarının okul kıyafetlerinin, aile bütçelerine ciddi şekilde yük teşkil edecek boyutlara ulaştığını söylediklerine işaret ederek, şunları paylaştı:

"Yıl içerisinde okullarda öğretmenlerimizle, velilerimizle yaptığımız toplantılarda buradan kaynaklanan sorunlardan bahsedildi. Biz bu sorunları ortadan kaldırmak için bir düzenleme yapmaya karar verdik. Bu düzenleme dediğim gibi bir pedagojik boyutu olan düzenleme. Biraz önce söyledim. 2 ailelerin üzerinden ilave külfet oluşturabilecek, bu tür durumları kaldırabilecek bir düzenleme. Bir de üçüncü boyutu da şu, şimdi velilerimiz okulun tanımladığı üniformaları satın alırken, bazı kötü örneklerle karşı karşıya kaldığımız veya velilerimizden duyduğumuz örnekler oluyordu. Okul idaresi bizi herhangi bir ildeki, ilçedeki herhangi bir konfeksiyon mağazasına yönlendiriyor. Okul idaresi orayla anlaşma yapmış. Aralarında başka türlü işler var gibi şaibeler ve dedikodular okullarımız üzerinde öğretmenlerimiz, idarecilerimiz üzerinde haksız eleştiriler ortaya çıkmasına sebebiyet veriyordu."

Tekin, düzenlemeyi yaparken pedagojik anlamda eğitimi olumsuz etkileyecek uygulamaları ortadan kaldırmaya amaçladıklarını kaydederek, şöyle devam etti:

"Velilerin üzerinde ekonomik kudret oluşturacak, ilave ekonomik külfet oluşturacak durumu ortadan kaldıralım. Bir de bu kıyafetlerin temini esnasında okullarımızı ve öğretmenlerimi zan altında bırakacak uygulamayı ortadan kaldıralım diye bir düzenleme yaptık ve düzenlemeye göre her yıl okulda öğretmenlerimiz, idarecilerimiz oturacaklar ve okulun kıyafetinin tanımlamasını yapacaklar. Yani bu okuldaki öğrencilerimizin ne giyineceğine, nasıl bir kıyafetle geleceğine karar verecekler. Bunu yaparken de herhangi bir markayı, herhangi bir alışveriş sitesini ya da alışveriş merkezini tanımlamaksızın gri pantolon, lacivert gömlek. Ne marka, ne başka hiçbir tanımlama olmaksızın okul kıyafetini böyle bir tanımlama yapsınlar dedik."

"SAHADA DA HEM VELİLERİMİZDEN HEM ÖĞRETMENLERİMİZDEN BİZE POZİTİF GERİ DÖNÜŞLER VAR"

Veliler bu kıyafetleri nereden almak istiyorsa alsın dediklerini belirten Tekin, şunları dile getirdi:

"Mümkün olduğunca kendince en ekonomik koşullarda alsın. Böylece hem öğretmenlerimiz hem ildeki esnaf zan altında kalmaksızın çocuklarını eğitim öğretime hazırlamış ve kıyafet ihtiyacını gidermiş olsunlar istedik. Bir de bunu yaparken bazı yerlerde okullar veya esnaf okul kıyafetlerinin üzerine armalar, değişik logolar, yazılar işleyerek olağan fiyatının daha üstünde fiyatlara sattığına dair örnekler verildi. Dolayısıyla biz bunun da olmamasını istiyoruz. Yani ilave bir külfet getirecek, küçücük belki bir baskının maliyeti, yansıtmasa bile veli tarafından öyle bir algının oluşmasını istemedik.

Bir de son bir düzenleme daha. Bu kıyafetle ilgili dedik ki bir veli çocuğunu okula kaydettiğinde, bizim kademelerimiz 4 yıl. 4 yıl boyunca kıyafet değişmesin. Yani okulun yönetimi her yıl değiştirmesin. Okul yönetimi değişiyor. Değişen okul yönetimi 'Ben bunu beğenmedim değiştiriyorum' demesin. Veli çocuğuna aldığı kıyafeti, çocuğu 4 yıl boyunca o kıyafetle okuluna devam edebilsin diye böyle bir düzenleme yaptık. Sahada da hem velilerimizden hem öğretmenlerimizden bize bu anlamda pozitif geri dönüşler var."

patronlardunyasi.com